Sinan Ateş davasında üçüncü gün | Son sanık ifade verdi, avukat beyanlarına geçildi
Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in Ankara’da öldürülmesine ilişkin davada bugün üçüncü celse görülecek.
Pazartesi günü başlayan duruşmada şimdiye kadar 13 sanık ifade verdi.
Duruşmanın ilk gününde cinayetin tetikçisi ve azmettirici savunmasını yaptı.
Savunma yapan tetikçi Eray Özyağci, Ankara’ya siyasi cinayet için değil, Doğukan Çep’ten Ateş’i ayaklarından vurması için telkin alarak geldiğini söyledi.
Özyağci, “Bir kişi, hedef gözetmeksizin ateş etmeye başladı. Ben de onlara ateş ettim. Daha sonra ‘reisi vurduk, reisi vurduk’ diye bir ses duydum.” dedi.
Özyağci’nin ardından cinayetin tetikçisi olduğu belirtilen Doğukan Çep’in savunmasına geçildi.
Çep, “Evet, ben azmettirdim. Planı ben yaptım ama amacım öldürmek değildi. Eğer ben bir suikast düzenlettirecek olsaydım, motorla yanlarından geçerken ateş ettirebilirdim.” dedi.
Davanın dün görülen duruşmasında ise tetikçiyi İstanbul’dan Ankara’ya getirdiği belirtilen tutuklu polis memuru Murat Can Çolak kendini savundu.
Çolak, Ankara’ya Özyağci ile birlikte gideceklerinden haberi olmadığını iddia etti.
GERGİNLİK YAŞANDI
Dünkü celse de bir de gerginlik yaşandı.
Duruşmanın devamında davanın tutuklularından avukat Serdar Öktem ve mahkeme başkanı ile Ateş’in avukatları arasında cep telefonu şifresi diyaloğu yaşandı.
Mahkeme başkanı, Öktem’e henüz incelemesi yapılamayan cep telefonunun şifresini hatırlayıp hatırlamadığını sordu.
Öktem hatırlamadığını söyledi. Serdar Öktem’in savunması sırasında, duruşma salonunda gerginlik yaşandı.
MÜŞTEKİ BEYANLARINA GEÇİLECEK
Duruşmanın üçüncü celsesi, dün yaşanan gerginlik hatırlatılarak başladı.
Mahkeme başkanı dün Ateş’in avukatı Ali Yüce’nin dışarı çıkarılmasını istemişti, Dışarı çıkarılmayınca kolluk kuvvetleri hakkında işlem başlatıldığını duyurmuştu. O sırada salonda bulunan Milli Yol Partisi Remzi Çayır, sözlerinin ardından dışarı çıkarılmıştı.
Mahkeme başkanı, bugünkü celsede salonda bir siyasi parti temsilcisinin tepki göstermesi halinde, bunun davaya siyasi müdahale olarak kabul edilebileceğini, olası müdahalede tüm parti temsilcilerinin dışarı çıkarılacağını ifade etti.
“BEN, SUAT KURT’U TANIMAM”
Davada dün ifade veremeyen Umut Ersoy da savunmasını gerçekleştirdi.
Üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirten Ersoy, taksi şoförü olduğunu, dosyanın sanıklarından Doğukan Çep’i de müşterisi olduğu için tanıdığını söyledi.
Gözaltına alınmasının ardından Ankara’ya götürüldüğünü anlatan Ersoy, “İddianame çıkana kadar ne ile suçlandığımı bilmiyordum. İddianamede Suat Kurt’u aradığım söyleniyor. Ben, Suat Kurt’u tanımam etmem, kendisini hiç aramadım. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum.” dedi.
AVUKAT BEYANLARINA GEÇİLDİ
Özyağci’yi olay yerinden kaçıran motosiklet sürücüsü sanık Vedat Balkaya’nın avukatı Cem Ali Kılıç, müvekkilinin cinayetin gerçekleşeceğinden haberdar olmadığını öne sürdü.
Tetikçi Eray Özyağci’nin, Ateş’in ofisinin olduğu bölgede gözlem yaptığı sırada müvekkilini uzak tuttuğunu belirten Kılıç, “Özyağci, olayı gerçekleştireceği gün ‘eğer silah sesi duyarsan korkma’ diyor. Beraber tasarlayarak adam öldürmeye gittiğiniz bir kişiye ‘silah sesi duyarsan korkma’ denmez. Müvekkilim, olay tarihinden 10 gün önce cezaevinden çıkmıştır. Beraber plan yapıp olayı tasarlamasının imkanı yok. Müvekkilimin müşterek fail iradesi yok. Tutuksuz yargılanmasını talep ediyorum.” beyanlarında bulundu.
Cinayet öncesi keşif yaptığı belirtilen sanık Suat Kurt’un avukatı Fuat Saatçıoğlu da müvekkilinin olayın yaşanmasından dolayı üzüntü duyduğunu ve bildiklerini samimi bir şekilde anlattığını söyledi.
Kurt’un cinayetin işleneceğinden haberdar olmadığını öne süren Saatçıoğlu, “Sanık Doğukan Çep, müvekkilimi arayarak Ankara’da bir kişinin adresine gidip ofisinden saat kaçta girip çıktığını takip etmesini istiyor. Müvekkilim, hatıra binaen yardımcı olmak kastıyla hareket ediyor.” ifadelerini kullandı.
YARALAMA TALİMATI İDDİASI”
Cinayetin azmettiricisi konumundaki sanık Doğukan Çep’in avukatı Emine Tosun ise Özyağci’nin, Ateş’i öldürme kastıyla hareket etmediğini savundu.
Ateş’in bir çatışma ortasında kaldığını iddia eden avukat Tosun, şöyle devam etti:
“Sinan Ateş’in vücudundan çıkan bütün mermilerin Eray Özyağci’nin silahından çıktığına dair bir bulgu yok. Dosyadaki belirsizlikler nedeniyle kamera kayıtlarını inceledik. Kayıtlara göre olay 13.34’te gerçekleşiyor, 13.35’te Ateş’in yanında bulunan Ahmet Keçik, silahları alıp kaçıyor. Buna gerekçe olarak da ‘silahlar kaybolmasın diye götürdüm’ gibi mantık dışı bir ifade kullanıyor. Acaba Sinan Ateş’in vücudunda Ahmet Keçik ya da Selman Bozkurt’un silahından çıkan mermiler vardı da bunların üstü örtbas mı edilmeye çalışılıyor, diye düşünüyoruz.”
Tosun, Çep’in, Özyağci’ya “Sinan Ateş’i yaralama” talimatını verdiğini, bu nedenle müvekkilinin cinayetten sorumlu tutulamayacağını iddia etti.
Sanık Tolgahan Demirbaş’ın avukatı Murat Ofli de müvekkilinin cinayetle ilgisinin olmadığını öne sürerek, Demirbaş’ın sosyal medyada peşinen yargılandığını savundu.
İddianamenin hatalı olduğunu savunan Ofli, “Müvekkilimin olay anında, öncesinde ve sonrasında hiçbir ilgisi olmamasına rağmen azmettiren sıfatıyla yargılanmaktadır. Bu iddianamedeki hukuka aykırılıkları kabul etmiyoruz. Bir insanın azmettiren olması için maktulle arasında husumet olması lazım. Müvekkilimin, maktulle bir tanışmışlığı veya husumeti yok.” şeklinde savunma yaptı.
Sanıklar Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç ve Aşkın Mert Gelenbey’in avukatlarının beyanları sonrası duruşmaya öğle arası verildi.